31 Mayıs 2008 Cumartesi

yine yeni yeniden..



Blogu açtığımda birkaç gün arayla yazmış sonra 15 güne uzatmışım arayı..Gerçi işim olmaz ama temizlikçi hanımlar 15 gün arayı bile kabul etmiyorlarmış bildiğim kadarıyla.Benim blog bu durumu nasıl karşılayacak..Söz (Şaka bir yana) artık düzenli yazmak istiyorum ama foto eklemeyi bilmediğim için başkalarına muhtacım,o da geciktiriyor yazmamı,nede olsa fotolar sayfayı güzel gösteriyor:)


Eskiler kötü komşu insanı kapkacak sahibi yaparlar demişler,ne demekse bende bu işleri kendim yapmayı bir öğrenebilsem.


Gelelim Tüsi hanıma:) Osman'ın resimli yazısından sonra o da isterdi salına salına görünmek bu sayfada.Ama malum şu an ölçüleri bozulmuş durumda :)) Kafa küçücük,kuyruğa doğru gittikçe genişleyen bir gövde..Malum anlayın işte o bir hamile:) Kaç güne ve kaç tane gelir torunlar bilemiyorum ben de.Bugün elimi göbişine koydum(Bir nevi ebelik yaptım.) ve inanın hissettim kedicikleri. Kendi gibi mi olur içeridekiler yoksa bir buçuk ay önce sabahlara kadar bağırarak çağırdığı çevrenin geçkince delikanlılarından birine mi benzer o meçhul. İşin kötüsü babasını bilmiyorum 2-3 tane olasılık var:) Dünyaya getirince nasıl bakacağı((mız)) belli değil.Aslında ben hiç istemiyordum,böyle bir şeyi.Kedilerle ilgili bir sitede,yetkili kişi mutlaka kısırlaştırılmalı diyordu.Bana da mantıklı gelmişti ama normal bir dönemini bekliyorduk.Bizim kızsa kısa aralıklarla kızgınlık dönemine girdiği için ertelemiştik. Aniden iş işten geçti malesef..Gittiğimiz öteki evde ilk fırsatını bulduğu anda erdi muradına,biz de çıkalım artık kerevetine(o nasıl olacaksa:) )


Neyse,bir kez olsun tatsın anneliği.Ne kadar annelik yapacak göreceğiz. O,bilhassa sabahları elimizi( hiç emmediği annesinin göğsü sanarak )emen koca bir yavru bizim gözümüzde.Veteriner,siyam kızlarının böyle narin olduğunu söylemişti,bizimki hepten çıtkırıldım,çırpı grubundan yani:)Elimden geldiğince beslemeye çalışıyorum ama her zamanki gibi herşeyi dilinin ucuyla yemekte çok ısrarlı..Bu sırada sık sık yere çöküp yatması dikkatimi çekiyor.Göbişini serip bol bol uyuyor,anne adayı olmanın sıkıntılarından olsa gerek:) Abisi internetten değişik mamalar almış,küçük ablası da anne ne olur harçlığımı vereyim sevdiği mamalardan al diyerek gitmişti okuluna geçen hafta. Hep onu soruyor bizden önce telefonda.


Yani şu an ailenin ilgi çemberinde Tüsi'miz.Hayatımıza nasıl ve nerden girdiğini ben de anlıyamadım ama onu bu çemberden çıkarmanın sözünü etmek bile içimi acıtıyor.Bazen asabi yapısı nedeniyle yediğim tırmıklardan(o da gereksiz değil tabi,bi yere kadar dayanabiliyor benim pat pat sevmelerime kızım:))dolayı seni artık sevmiyorum diyorum,ama şu resimlere bir bakar mısınız sırasıyla O kocaman açılmış gözleriyle sanki kedi ötesi yaratık değil mi Allah aşkına?

14 Mayıs 2008 Çarşamba

osman ve biz

PAŞAMIZ , MAZİDE KALAN DÖRT AYAKLI SEVGİLİMİZ NASIL DA MASUM VE KİBAR OTURUYOR...BİRAZ DA HÜZÜNLÜ BAKIYOR SANKİ (ONUN BEMBEYAZ ÇOĞUNLUKTAKİ ALACALI KÜRKÜ NASIL DA GÜZEL ÇIKMIŞ)

Burdan itibaren OSMAN anlatıyor ;


Bu evin asıl sahibi benim her ne kadar kısa sürelerde kalsam da. Hoşgeldiniz misafirler ve güle güle...



Çok uykum var ya. Fotojenik olmak rahatsız edilmemi mi gerektiriyor????


Kediysek teknolojiden uzak değiliz heralde...Onunla yatar kalkarız bazen



Patilerim, güzel sürmeli gözlerim, dik kulaklarım , ne diyeyim sadece
90-60-90 değilim. O insanlara özgüydü değil mi? . Banu Alkan kişisi gibi narsistleşiyorum gittikçe galiba...


Ohh minderim de ince ama keyfim ala.İnşallah yemeği hemen yemezler de ben de mıyışmışken biraz uyur, hülyalara dalarım.



Valla sıcak havada burası pek bir serin.Hem gözden ırak olmak da iyi geliyor böyle durumlarda.Malum fazla ilgi bünyede ters etki yapıyor. OHHHOOHHH




Aşağıdan gelen araba sesleri de olmasa tam kafa dinlemelik bir yer burası. Gittikçe buralar kalabalıklaşıyor ve trafik artıyor.Ben iyisi kalkayım da kendime daha sessiz bir yer bulayım.



Aman ne arayayım köşe bucağı...
Bir dönüm bostan yan gel yat Osman...



evin içi dışardan daha iyiymiş mi-yaaaaw
şöyle iki seksen bi uzanalım...

1 Mayıs 2008 Perşembe

....ve bitiyoorr..

..Bu sevimli dört ayaklı dostun sanki kendi familyasından ayrı bir duruşu vardı; anlatılamaz Belki sevdikleri için öyle sanıyorlardı. Nasıl insanlar çeşitli karakterde ise kediler de öyleydi galiba.Karşılıklı sevgileri gün geçtikçe artıyordu ;ev halkıyla iyice haşır neşirlik artıyordu.Bahçeden getirilen tarla farelerine daha doğrusu deyimdeki gibi (kedinin fareyle oynaması gibi benle oynadın derler insanlar)onlarla oynanmsına bile müsaade ediyorlardı.En çok balkondaki minderli sandalyede yatmayı seviyordu Kardeşi daha seyrek gelmeye başlamıştı daha sonra da gelmez oldu.O yabaniydi Osman ise gittikce evkedisi moduna girmişti.Yaz tatilinden sonraki geliş gidişlerinde evin küçük kızı artık onun orada yanlız artık.kalmasına karşı çıkıyor;öteki eve götürmek istiyordu.Bir iki kez arabaya almaya çalıştılar ama Osmanlı paşasının özgürlüğü doğuştandı O canı isterse biner giderdi..aile sayısı hayli fazla merdivenlerden inmiden o hoppidi hoppidi kenardaki duvarlardan onları geçirmek için önceden iner beklerdi.Yine öyle bir günde onu almaya karar verdiler artık.Gelgelelim hayvan ürkmüş çıkmıştı arabadan..yine de ordan ayrılmamıştı.Anne öteki eve getireceği ızgara artanlarından elinin kirlenmesine aldırmyarak aldı kenara koydu ve yemesini bekledi .Daha yakında yemesine rağmen yedi yedi..teşekkür ederim der gibi baktı..(BURAYA KADARMIŞ.. BANA BAKTIĞINIZ İÇİN DE..)Eskiler kısmetini topluyor derlermiş..Anladınız değil mi?..işte o son bakışmaları olmuştu..Ertesi hafta ve sonrası gelmeyince anladılar ..Ama elden ne gelirdi.. Osmandan geriye sadece bir sonraki postta verilecek fotolar kalmıştı...Ve de kalplerindeki sevgisi ve özlemi..