18 Aralık 2008 Perşembe

Kıskanma Tüsi'm...

O senin yeğenin.. Bu güzelliği sayfamızdan mahrum bırakmak haksızlık değil mi. Gözlere baksana. Tüyleriyle aynı renk. Senin gibi kara kız değil; sarışın bir prenses..(ama senin o kara suratının ortasındaki okyanus rengi gözlerini de hiç yabana atmayalım daha güzel bence). Oğuzk ile Gülümün hayatına üç aylıkken giriveren şirinlik muskası.. Benim Paçozumu almadılar diye kızmışlığım da vardır hani ilk görüşümde. Ama insann içinde güzel duygular uyandıran bir varlık o.. Bana yorum da bulunurmuş kendi lisanı ile. Bir önceki yazıda görüldüğü üzere..

Velhasıl günlük yaşantının hay huyu, telaşı içinde bize renk, huzur ve mutluluk veren herşeye şükranlarımı sunalım. Yine alttaki yazıda düzenli aralıklarla geleceğimi belirtmişim ama nerdeee. Günler su gibi akıp gidiyor bu akışa neler sığıyor neler atlanıyor nelere şahit olunuyor. Üstü kapalı satırları açmak var; herbiri birer konu başlığı olacak yazılar var aklımda zamanı gelince bir bir dökülecek... Nerelerdeyse ortaya çıkar umarım ilk zamanlardaki yazma isteğim. Yorum gönderdiğim bir blogda (Hakan&Korsan) sayfamı görünce çok sevindim ama elim ayağıma dolaştı bundan sonra daha özenli olmalı, hata yapmamalıyım kaygısına kapılmadım da değil. Teşekkürlerimi gönderiyorum. Sanal da olsa insan blog kardeşlerini bulabiliyor gerçek yüreklerini güzel gönüllerini açtılarsa. Satırlara yansıyor bence. İyiye güzele doğruya giden hayat yolculuğunda gerçek en yüce değerlerle buluşmak umuduyla..

12 Kasım 2008 Çarşamba

..çok şükür yeniden buradayım..
Bu kadar seyrek aralıklarla geldiğim için üzgünüm.Sanki yazma özürlü oldum. Son aylarda konuşarak iletişim daha geçerli oldu benim için.. Aklımda yazacak çok konu var..sıraya koyma; ifade etme becerisi yok şimdilik.. Belki açılır diye başladım tekrar..
...Önce Tüsi hanımdan başlayalım..Şu an mutfağa kendimiz için getirdiğim fakat ilk fırsatta onun oturduğu minderli sandalyedeyim. O tabiki dışarda yoksa rahat vermeyecek zaten o aramıza karışalı beri mutfak kapısı sürekli kapalı..Önce kestane sonra yeşil ,siyah farketmez her zeytin tanesi(mutfakta benim tembelliğimin geçmesini bekleyerek işlem görecek her türlü nevale ) oyun materyali onun için.. Kapıyı açık bulduğu anda alıp oynamak; bütün heryeri dolaştırıp en sonunda alamayacağı bir yere tepmek.. Hanımefendinin umurunda aklında mı bebeleri.. Keyifler ala bir de kaloriferler yansa sıcacık sıcacık evin konforu tam olsa..Bu sabah öyle bir yerde uyurken buldum ki..al beni hamur gibi yoğur diyor bakışlar..Zaten kaç kez ona özgü değişik yerlerde bulmuşluğum var..Eee her ne kadar O'nu keyfinde olmakla suçlasam da herzaman heryerde anlatmakla bitiremediğim 4-5 aylık annelik serüveni var...Bazen düşünüyorum bu yaratıklardan öğrenmeli insan hayatı..keyif yapmayı..rahatlığı ..dinginliği..v.s'yi..
İki gündür dışarı çıkmak için nedenlerim var..ama çıkmadım Dün küçük kızımın okul arkadaşının babanesi bugün de benim babanemin ablasının kızı Melahat abla vefat etti. Yüce Yaradandan ikisine de rahmet diliyorum ..Özellıkle yakınım olan büyüğümüz yazın ilerlemiş yaşına göre oldukça iyiydi.. Hatta ramazan ayında köyde amcamın evinde iftar davetindeydik.. Geride kalan iki kızına sabırlar diliyorum..Nursen ve İlksen ablalara.. Değerli anneleriyle çok güzel yaşadılar ve baktılar O'na..İşsever ailesine de ayrıca başsağlığı diliyorum buradan..Fani dünya işte ..Gelen gidecek hayatın değişmez kuralı..Güzel yaşamak , iz bırakmak.. Bu satırları yazarken mutlu olduğum için şu an güzel yaşıyorum; ufacık da olsa bugünüme bir iz bırakıyorum klavyeden acemice de olsa parmaklarımı kaldırırken..

12 Ekim 2008 Pazar

..3 AY SONRA ANCAK...

...yazabileceğim sevgili babacığımın Hakka yürüdüğünü.. Elim varmadı nedense, Gerçi kaç kişi okuyor, burayı bilen biliyor zaten..Ama yazınca sanki kayda geçmiş resmileşmiş gibi olacak diye dökemedim satırlara.. Öncesi değil de en son cemaat içerde vakit edasını yaparken ; musalla taşındaki koca çınar şu an gözümün önününe getirmek istediğim daimi hatıran..76 yıllık ömrünün evlat, baba ,aile v.s yaşantıları içinde göremediğim kadar huzurlu uyuyuşun..Herşeye rağmen yine de gayretinle adeta canını dişine takarak dimdik ayakta direnişin ey koca kaptan..En helalinden evlatlarını yetiştirerek birbir yuvadan uçurman.. günümüzde artık meziyet sayılan şerefinle dürüstlüğünle,güzel ahlakınla O' na kavuşman mıydı sana o güzelliği veren (bir namazlık saltanatın olan) musalla taşında..Bu satırlar yeterli gelmiyor şu an duygularımı yazmaya. Tam 3 aydır ...benim de artık bir babam yok..bu gerçek kalbimi sızlatıyor..Tek tesellimiz O'rada sonsuz huzura güzelliğe yani O'na kavuşması..Ruhun Şad,mekanın Cennet olsun....

1 Eylül 2008 Pazartesi

..hoşgeldin 11 ayın sultanı..

Yazmayalı nerdeyse 3 ay olmuş buraya.. Neler oldu bitti,kimler geldi geçti şimdi anlatmaya elim varmıyor.. Daha sonra ..Sahur için hazırlanırken mutfakta; birden blog aklıma geldi şu an çok şey var yazacak ama: benim bu başlık , giriş özelliğinde olsun ..Hani kompozisyon derslerinde giriş, gelişme ,sonuç bölümleri vardır,, Canancığım kulakların çınlasın burda .. Lütfen arkdşn gibi tknljk ol şu blgsyr işini kıvır Türkçe öğretmeni olmanın nimetlerinden biz de yararlanalım yani şuracıkta.. Kolay mı öyle T.Cnin öğrencisi olmak..bizim o yıllarda üniversite hocası gibilerdi değerli öğretmenlerimiz vallahi..her neyse ben bu saatte mübarek Ramazanla başladım fi tarihindeki okulumdan çıktım..daha fazla karıştırmadan çorba gibi bitireyim.. Yaz günü de olsa çorba akşama bizi bekler yapılmak için... ( BİZİM EVİN BİLGİSAYAR PROFESÖRLERİ ÇOK MEŞGUL OLDUKLARI İÇİN BANA VAKİT AYIRIP DOĞRU DÜZGÜN YAZMAYI ÖĞRETMEDİLER.. SAAT AYARI BİLE YOK Blogumun )....şu an saat 00.25 ,bakalım kaç olarak çıkacak Bir de alt satıra geçemedim nedense .. Tekrar yazmama vesile olduğu için blogunu takip ettiğim (Hayatımın Lezzetleri) Sinem Yaman'a teşekkürler..Ramazanın şuurunda olması ,içtenlikle anlatması gencecik hanımefendiye sevgimi takdirimi daha bir artırdı..bu ona yorumum olsun beni okursa..Tüm insanlığa özellikle İslam alemine bu mübarek ayın hayırlı uğurlu olmasını içtenlike diliyorum..Hayırlar feth ola ,şerler def ola, oruçlarımız makbul ve kabul ola...Amin..

5 Haziran 2008 Perşembe

sevgili kardeşime;

Şu dört ayaklı dostlarımızdan önce gelmeli değil mi insan sevgimiz... Başım senle dertte olduğu için sen bir köşede dur Tüsiciğim..Biraz da çevremden bahsedeyim.Benim içinen önce ailem gelir.. Bu halkaya bizden bir kuşak sonra katılan yeğenler, hepsi birbirinden üstün (iki tarafın da) pırıl pırıl pırıl birçok özelliklere sahipler Allah nazarlardan korusun
Şansa bugün Onrcuğum aklıma geldi.Bu hafta malum(o.k.s denilen tarihe karışacak) sınava girecek benim aslan yeğenim..Başarılar dilemek için aradım ..Büyük yeğenim Slh (dünya yakışıklısı) de askerden gelmişti..Onlar çok özel ve güzel bir aile..Küçük yaşta evlenmesine rağmen bugüne dek yuvasını çekip çevirmiş dünya tatlısı dişi kuş kardeşim.Siz oralarda uzakta olduğunuz için özlemle anıyor, kulaklarınızı çınlatıyoruz her toplandığımızda kardeşler arasında..İnş.. çocuklar biraz daha yollarını çizsinler özlemi giderecek fırsatlar arar bulur gelirsin buralara..Bugün telefondan sonra aklımdan neler geldi geçti..Sünnet için oraya K..ve minik Cml ile gelişimiz sünnet çocuğu ve süzgeç ikilisi; senin hasta olmana rağmen herşeye yetişmen ,..Köydeki evinizde deprem (99 ağustos) öncesi tutuln güneşi izlememiz...Seni her iki evinde de becerikli sevecen sıcak halinde görünce hep misafir olma istiyorum aslında ..ama şartlar elvermiyor.. Tabii biraz da sen gel bize ..Ben sana fırında tavuk yapayım.(:Ya abla ben onları daha çok seviyorum diyerek:)Kahkahalar eşliğinde etini biz yiyelim kemiklerini sen olur mu?
Bu satırları görünce şaşırır mısın sevinir misin nasıl bir duygu durumuna gelirsin bilmem Sınav öncesi bi güzellik olsun ve blogumdan haberdar olun diye yazıyorum..
o askeri okul fikri de beni etkiledi.Neden olmasın Sizin gibi değerli bir ailenin çocuğu vatana milletine aile ve kendisine faydalı bir mesleğe girmiş olacak belki bu tercihte..Allahım en hayırlısını nasip et evlatlarımıza diyerek hepinizi O'na emanet ediyorum..
Tüm kalbimle sevgilerimi ve iyi dileklerimi sunuyorumm...

3 Haziran 2008 Salı

...tusi yüzünden;

Genellikle arada sırada dışarı çıkarım;illaki bir nedeni olmalı..Her dakika orda burda olma tercihimi öteki ev için kullanıyorum; .. İki ev de beni bekliyor;gel beni yoluna koy temizle;toparla diye.....Dün neredeyse aylardan sonra görevlinin eşini çağırdım biraz temizlik oldu..Bu zamana dek idare ediyordum ama artık mutfak işini ancak halledecekmiş gibi hissediyorum kendimi..Artık çok yorulmuşum anladım iyice.hiçbir yere gitmeyi canım istemiyor.Aslında her türlü konuda tam zamanı gezmek için bu zamanlar..gelgelelim bu Tusi hanım da bir engel..Neden derseniz bizim kız kaşık kadar yiyor(.. zaten kaşık kadar kaldı bugünlerde zayıfladı sanki)..önüne hep taze konulsun istiyor.Otomatik mama makinesi olmadığına göre bu işin ihalesi bana kalmış doğal olarak her iş gibi.dolayısıyla evde olmam gerekiyor. Bu durum aşagıdaki yazıda yorumu bulunan kişiye duyurulur..tatilden gelince sıkı bir mesai onu bekliyor hem işte hem evde .Tusi'yi sana devredeyim biraz da ben gezeyim olur mu?..

31 Mayıs 2008 Cumartesi

yine yeni yeniden..



Blogu açtığımda birkaç gün arayla yazmış sonra 15 güne uzatmışım arayı..Gerçi işim olmaz ama temizlikçi hanımlar 15 gün arayı bile kabul etmiyorlarmış bildiğim kadarıyla.Benim blog bu durumu nasıl karşılayacak..Söz (Şaka bir yana) artık düzenli yazmak istiyorum ama foto eklemeyi bilmediğim için başkalarına muhtacım,o da geciktiriyor yazmamı,nede olsa fotolar sayfayı güzel gösteriyor:)


Eskiler kötü komşu insanı kapkacak sahibi yaparlar demişler,ne demekse bende bu işleri kendim yapmayı bir öğrenebilsem.


Gelelim Tüsi hanıma:) Osman'ın resimli yazısından sonra o da isterdi salına salına görünmek bu sayfada.Ama malum şu an ölçüleri bozulmuş durumda :)) Kafa küçücük,kuyruğa doğru gittikçe genişleyen bir gövde..Malum anlayın işte o bir hamile:) Kaç güne ve kaç tane gelir torunlar bilemiyorum ben de.Bugün elimi göbişine koydum(Bir nevi ebelik yaptım.) ve inanın hissettim kedicikleri. Kendi gibi mi olur içeridekiler yoksa bir buçuk ay önce sabahlara kadar bağırarak çağırdığı çevrenin geçkince delikanlılarından birine mi benzer o meçhul. İşin kötüsü babasını bilmiyorum 2-3 tane olasılık var:) Dünyaya getirince nasıl bakacağı((mız)) belli değil.Aslında ben hiç istemiyordum,böyle bir şeyi.Kedilerle ilgili bir sitede,yetkili kişi mutlaka kısırlaştırılmalı diyordu.Bana da mantıklı gelmişti ama normal bir dönemini bekliyorduk.Bizim kızsa kısa aralıklarla kızgınlık dönemine girdiği için ertelemiştik. Aniden iş işten geçti malesef..Gittiğimiz öteki evde ilk fırsatını bulduğu anda erdi muradına,biz de çıkalım artık kerevetine(o nasıl olacaksa:) )


Neyse,bir kez olsun tatsın anneliği.Ne kadar annelik yapacak göreceğiz. O,bilhassa sabahları elimizi( hiç emmediği annesinin göğsü sanarak )emen koca bir yavru bizim gözümüzde.Veteriner,siyam kızlarının böyle narin olduğunu söylemişti,bizimki hepten çıtkırıldım,çırpı grubundan yani:)Elimden geldiğince beslemeye çalışıyorum ama her zamanki gibi herşeyi dilinin ucuyla yemekte çok ısrarlı..Bu sırada sık sık yere çöküp yatması dikkatimi çekiyor.Göbişini serip bol bol uyuyor,anne adayı olmanın sıkıntılarından olsa gerek:) Abisi internetten değişik mamalar almış,küçük ablası da anne ne olur harçlığımı vereyim sevdiği mamalardan al diyerek gitmişti okuluna geçen hafta. Hep onu soruyor bizden önce telefonda.


Yani şu an ailenin ilgi çemberinde Tüsi'miz.Hayatımıza nasıl ve nerden girdiğini ben de anlıyamadım ama onu bu çemberden çıkarmanın sözünü etmek bile içimi acıtıyor.Bazen asabi yapısı nedeniyle yediğim tırmıklardan(o da gereksiz değil tabi,bi yere kadar dayanabiliyor benim pat pat sevmelerime kızım:))dolayı seni artık sevmiyorum diyorum,ama şu resimlere bir bakar mısınız sırasıyla O kocaman açılmış gözleriyle sanki kedi ötesi yaratık değil mi Allah aşkına?

14 Mayıs 2008 Çarşamba

osman ve biz

PAŞAMIZ , MAZİDE KALAN DÖRT AYAKLI SEVGİLİMİZ NASIL DA MASUM VE KİBAR OTURUYOR...BİRAZ DA HÜZÜNLÜ BAKIYOR SANKİ (ONUN BEMBEYAZ ÇOĞUNLUKTAKİ ALACALI KÜRKÜ NASIL DA GÜZEL ÇIKMIŞ)

Burdan itibaren OSMAN anlatıyor ;


Bu evin asıl sahibi benim her ne kadar kısa sürelerde kalsam da. Hoşgeldiniz misafirler ve güle güle...



Çok uykum var ya. Fotojenik olmak rahatsız edilmemi mi gerektiriyor????


Kediysek teknolojiden uzak değiliz heralde...Onunla yatar kalkarız bazen



Patilerim, güzel sürmeli gözlerim, dik kulaklarım , ne diyeyim sadece
90-60-90 değilim. O insanlara özgüydü değil mi? . Banu Alkan kişisi gibi narsistleşiyorum gittikçe galiba...


Ohh minderim de ince ama keyfim ala.İnşallah yemeği hemen yemezler de ben de mıyışmışken biraz uyur, hülyalara dalarım.



Valla sıcak havada burası pek bir serin.Hem gözden ırak olmak da iyi geliyor böyle durumlarda.Malum fazla ilgi bünyede ters etki yapıyor. OHHHOOHHH




Aşağıdan gelen araba sesleri de olmasa tam kafa dinlemelik bir yer burası. Gittikçe buralar kalabalıklaşıyor ve trafik artıyor.Ben iyisi kalkayım da kendime daha sessiz bir yer bulayım.



Aman ne arayayım köşe bucağı...
Bir dönüm bostan yan gel yat Osman...



evin içi dışardan daha iyiymiş mi-yaaaaw
şöyle iki seksen bi uzanalım...

1 Mayıs 2008 Perşembe

....ve bitiyoorr..

..Bu sevimli dört ayaklı dostun sanki kendi familyasından ayrı bir duruşu vardı; anlatılamaz Belki sevdikleri için öyle sanıyorlardı. Nasıl insanlar çeşitli karakterde ise kediler de öyleydi galiba.Karşılıklı sevgileri gün geçtikçe artıyordu ;ev halkıyla iyice haşır neşirlik artıyordu.Bahçeden getirilen tarla farelerine daha doğrusu deyimdeki gibi (kedinin fareyle oynaması gibi benle oynadın derler insanlar)onlarla oynanmsına bile müsaade ediyorlardı.En çok balkondaki minderli sandalyede yatmayı seviyordu Kardeşi daha seyrek gelmeye başlamıştı daha sonra da gelmez oldu.O yabaniydi Osman ise gittikce evkedisi moduna girmişti.Yaz tatilinden sonraki geliş gidişlerinde evin küçük kızı artık onun orada yanlız artık.kalmasına karşı çıkıyor;öteki eve götürmek istiyordu.Bir iki kez arabaya almaya çalıştılar ama Osmanlı paşasının özgürlüğü doğuştandı O canı isterse biner giderdi..aile sayısı hayli fazla merdivenlerden inmiden o hoppidi hoppidi kenardaki duvarlardan onları geçirmek için önceden iner beklerdi.Yine öyle bir günde onu almaya karar verdiler artık.Gelgelelim hayvan ürkmüş çıkmıştı arabadan..yine de ordan ayrılmamıştı.Anne öteki eve getireceği ızgara artanlarından elinin kirlenmesine aldırmyarak aldı kenara koydu ve yemesini bekledi .Daha yakında yemesine rağmen yedi yedi..teşekkür ederim der gibi baktı..(BURAYA KADARMIŞ.. BANA BAKTIĞINIZ İÇİN DE..)Eskiler kısmetini topluyor derlermiş..Anladınız değil mi?..işte o son bakışmaları olmuştu..Ertesi hafta ve sonrası gelmeyince anladılar ..Ama elden ne gelirdi.. Osmandan geriye sadece bir sonraki postta verilecek fotolar kalmıştı...Ve de kalplerindeki sevgisi ve özlemi..

29 Nisan 2008 Salı

dünden devam

...ertesi hafta tekrar geldiklerinde 5 yavrulu aile onları bekliyordu kutunun içinde..miniciktiler..ne kadar korunmaya muhtaçtılar ama annecik acemiliğine rağmen elinden geleni yapıyordu.. hatta fazla ilgiyi görünce alıp götürmeye çalışmıştı.. Aradan haftalar geçti annenin ve diger 3'nün akibeti meçhul.. evin oğlunun Osman diye isimlendirdiği (ismi gibi Osmanlı erkeği)Küçük beyle; onun kadar gelişmemiş kardeşi çıkageliyorlardı bu kez Nasıl bir kardeş sevgisi ve dayanışması görmeye değerdi..Hepsi çok sevmişlerdi bu öksüzleri ama herseferinde gene bırakmak zorundaydılar .. Osman büyüdükçe alışmaya başladı istediği gibi girip çıkıyordu eve.. yaz da gelmişti daha fazla kalınıyordu orda.. evin annesinin akşama oraya apartman komşuları misafirlige gelecekti ..baba sabah bırakmış biraz tedirgin olan anneye bak Osman sana can yoldaşı olacak demiş ve işine gitmişti..o kadar işi vardı ki annenin KÜÇÜK BEYİ DOYURMUŞTU İLK İŞ OLARAK zaten bacaklarına kendini atıatıverirdi açım ben demek için .. nerdeyse 4_5 saat sonra aklına geldi Allah Allah bu kedi milleti de pek bir nankör karnını doyurduk kaçtı bir de yoldaş olacak bana peh dedi Bir iş için yukarı kata çıktığında ne görsün bizim osmanlı paşası yatağında keyif yapıyor..O ana kadar olan sevgisi birden kaç katına çıktı onda saklı...sanki gecealemleri gezmiş yorgunluk çıkarıyor evin yakışıklı delikanlısı.. ne var yani bu yatakta yatmaya hakkımız yok mu der gibi bakıyordu..Günler haftaları kovaladı..yaz geldi geçiyordu şu anda gecenin ilerleyip sabaha dönmesi gibi (acemi öykü;blog yazarı saat ayarını yapamadığı için farklı gözüksede..)yine yarına devamı..

28 Nisan 2008 Pazartesi

Tüsi'den öncekiler.....

...şehrin dışındabahçeli küçük bir evi olan aile her zamanki gibi haftasonu tatili için oradaydı. .Çevresi çok kalabalık değildi şimdiki gibi oraların;nedense kimsesiz kedileri boldu..Yakılan mangal mı yoksa ordakilerin herbirinin kediseverliği mi çekiyordu onları..Gelirler; sabırla bekler yer ve giderlerdi.İçlerinden bir tanesi daha çekingen kibar bir hanımefendiydi.son haftaki gelişlerinde anne adayı olduğu anlaşıldı . Yine bir haftasonu hiç eve girmeyen kedi hanım onlar dönecekken yalvarırcasına beni alın der gibi içeriye girmeye çalışıyordu.Belli ki yavrularını güvenle dünyaya getirebileceği bir sığınak arıyordu..Ama işte evin sahiplerigitmek zorundaydılar..Evin annesi en korunaklı yerde ona içi kumaş parçalarıyla dolu kutu hazırladı ve onu kaderiyle başbaşa bıraktı..(Bu olayı hikayeleştirerek yazan kişinin şimdi bırakması gerektiği gibi:arkası yarın)

24 Nisan 2008 Perşembe

Yeniden Merhaba..

Yukarıdaki tarihten yıllar öncesi hayatımın dönüm noktasına (bana kalsın şimdilik)tanıklık etmişti..Sanıyorum ve umuyorum ki yine bir duraktayım..Yıllardır içimde biriktirdiklerimi bu satırlarda dile getirmek ne derece doğru; bana ne kazandırır zaman gösterecek...Ben masumca yazayım gerisini bilemem..Ortaokulda iken girdiğim kompozisyon yarışmasını kazanmıştım ;konusunu bile hatırlamıyorum ama hediye verilen Büyük Türkçe Sözlük en değerlilerim arasında..Buraya da yazmak bana mutluluk verecek...başka bir beklentim yok..İnşallah hep iyilik ve güzelliklerin paylaşımı ağır basar devam derim o zaman..Sağ üst köşedeki de ben de şahit olmak istiyorum der gibi bakıyor;yeni yazıların herbirinde benden söz etmezsen bozuşuruz gibi de aynı anda..Tamam canım sen bu satırların öznesisin ..Daha ne istiyorsun Tüsi'ciğimmm.....

neden burdayız...

Yaklaşık 2 yıl önce hayatıma giren adeta T.ö.ve T.S den sonra diyebileceğim dönemlere imzasını atacak bu 4 ayaklı kara suratlı kızımı anlatmak ..olanca hızıyla akıp geçen zamana şahitlik etmesi için açıldı bu blog...yoksa Tüsinin Günlüğü mü daha hoş olacaktı zaten yeterince gururlu olan kızımızı şımartmıyayım da arada başka enstanteneler(bu da ne demekse inş... yanlış yazmamışımdır)sıkıştırıvereyim...Alt seviyedeki bilgisayar bilgimle ne kadar başarılı olurum onu zaman gösterecek..Cümle blog alemine (tabiki severek takip ettiklerime)sevgilerim ve selamlarımla.. ilk yazı için bu kadar gevezelik yeter de artar bile değil mi?